İlle de Maria!...

İlle de Maria!...


Bir tabelanın bile sizden daha nesnel yargılara sahip olabileceğini bilmek kimin hoşuna giderdi ki? Sonra hayattan beklentinizi bir oltanın beklentileriyle kıyaslamaktan hoşlanır mıydınız?

Her şeye rağmen yolculuğumuz kendi güzergâhını kendi yaratacağını daha en başında gösteriyor. Bu yolculuk, içi buruk kalabalıklara salıverilmiş travesti için annesinin hanımefendiliğinin ne ifade ettiği düşüncesiyle başlar. Devamı domuz tasmasıyla dolaşan avukatı kapitalleşmeye karşı gerilla savaşına sokarken, bu yolculuğun misafirperver bir mezara uzandığına tanıklık ediyor ve aslında bütün savaşların gerçek sebebini de öğrenmiş oluyoruz. İçimizden kişisel seviyelere bir eşyanın gözünden bakmak geliyor ama nazikçe reddediliyoruz…

Ne kadar sersefil bir uğraşmış meğer. Seçilmiş bu azınlık için yazmak. Senin dışında herkes için yazıyor olmak. Evet, sen Maria.. Evet, sen Daisy Mae. Yığınların yanından bile geçmeyecek sen... Komik olan şey, tahtalı köyü bile boylamış değilsin. Kelimelerimi bu kağıda çakıp sana göndereceğim. Unut onları…

Sonra ihanete alışkın onca insan… boylu poslu bir yabancıyla bir şeyler içerken bir yüzüğün takıldığı parmağı esir etmesinin öyküsünü dinlemeye hazırlanabilmelisiniz. O zaman sokakların gürültüsü size senfonik bir eserin bestelendiği ana tanıklık etmek gibi gelir. Kurtulmak ne mümkün?! Âdemoğlu tapınaktan Maria’ya bakar, ardından fahişe Angelina’ya. İkisinin arasına bütün bir insanlığı sıkıştırır. Artık zincirin halkaları arasına sıkışıp kalmışsındır.

Her şeye rağmen arkadaş olunacak herkeslerin kapıldığını öğrendiğin bu deneyimden hiç hoşlanmazsın. Kim hoşlanır ki? Anlamı olmayan onca şeye yüklediğin gereksiz karşılıkların bir yorgunluğu bu boynuna dolanan. Benim tek suçum bunu anlamış olmak ve anlamanı sağlamak… yürüyüşün yok ettiği bir kovboyun futbola sığınması kadar özgürlük alanın geniş ve kaptırmaya gelmez:

Ormanın içindeki geyik bunamış
Kimse köle olmasa da, ordunun hedefi olabilir
Özgürlüğün bacaklarını ölüme kaptıracak kolu yok

Her biri farklı Maria. Ama ille de Maria. İki seçenek var. Maria’nın günahı çok. – ki bu eziyet başka türlü açıklanamaz – Ya da Maria bir özgürlük imgesi. Görünen o ki, bu yolla Maria’nın arkadaşı üzerinde sevişerek kirlenmenin mutluluğuna erişmek ruh dinginliği getirebiliyor.

Sokaklar ve Yeraltı:

Bu yolculuğun içinden en çok sokakları, sokakların karşıt öğelerini, doğaya ait metaforları görüp insan öğesini kaçırmak olası. Ancak aslına bakarsanız yolculuğun içinden insanı çıkarırsanız geriye pek bir şey kalmıyor…

İnsanı farklı kılan şeyi bir sokak çatışmasından çıkarabilirsiniz. İnsanlara bir tuvalet içinden bakan patrona hayatı anlatırken kendimi bir parmak gibi hisseden bendenizin zoru ne dersiniz? Durumun sadist hemşirelerle aramda geçenlerle pek bir ilgisi yok. Maymunlu kadınların iç rekabeti, araya sıkışmış maymunsuz kadınlar, arada maymuncuk görevi görüp çözüm odaklı yaşayan çamaşırcı kadın Ezop ve Einstein. Hiçbiri bir tabelanın dayattığı sessizliği bozan küstah bir hemşire kadar ıstırap vermiyor.

Ama ille de Maria. Hayattan seni kendime kopardım. Bir ışık huzmesi içinden kemikleri titreyen Maria’nın gözyaşını silerek seslenmek:

Senin bilgini istemiyorum
Senin gözlerini istiyorum…

Tarantula - Bob Dylan - Deneysel Roman / Özgür Yayınları ve İsmail

Yorumlar

Popüler Yayınlar